TÜRK ESCOBARI BAYBAŞİNLER CİNAYETTEN TUTUKLANDI!

İstanbulun Büyükçekmece ilçesinde boş bir arazide üç gündür devam eden gizemli kazının detayları ortaya çıktı. Arazide uyuşturucu kaçakçısı Baybaşin ailesi tarafından öldürüldüğü düşünülen Murat Kartalın cesedini arayan ekipler, 2si polis 9 şüpheliyi gözaltına aldı.

TÜRK ESCOBARI BAYBAŞİNLER CİNAYETTEN TUTUKLANDI!
04 Şubat 2022 - 00:41

Alınan bilgiye göre, Salı gününden bu yana Büyükçekmece’deki boş bir arazide aranan kişi, öldürülerek cesedinin toprağa gömüldüğü ileri sürülen eski bir cinayet zanlısı Murat Kartal’la ilgili olduğu öğrenildi.

Kayıp başvurusu üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, savcılıkça yürütülen soruşturma kapsamında geniş çaplı çalışma başlattı.

UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI ÖMER EDİP FIRAT CİNAYETİYLE İLGİLİ

İddiaya göre, Büyükçekmece’deki boş arazide yapılan kazı çalışmalarının, 2015'te çıkan bir kavgada Murat Kartal tarafından öldürüldüğü ileri sürülen uyuşturucu kaçakçısı Baybaşin ailesi fertlerinden Ömer Edip Fırat cinayetiyle ilgili olduğu öğrenildi.

SORUŞTURMA DERİNLEŞTİ

Boş arazide cesedi aranan Murat Kartal’ın kaybolması ile ilgili bir gizli tanığın ifadesinden yola çıkan savcılık, soruşturmayı derinleştirdi.

Edinilen bilgilere göre Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliğinde görevli Erdem Öntürk ve Fatih Erkut’un, 20 Ocak’ta Maltepe Zümrütevler Mahallesinden polis kimliğini kullanarak Murat Kartal’ı gözaltına aldı.

Polisler, gözaltına aldıkları Murat Kartal’ı emniyete götürmek yerine, Şişli Çağlayan’daki özel bir hastanenin önünde buluştukları Baybaşin ailesine para karşılığı teslim etti.

Baybaşin ailesi tarafından teslim alınan Murat Kartal öldürülerek, Büyükçekmece'de 3 gündür polisin arama yaptığı araziye gömüldü.

9 isim sorguda Büyükçekmecedeki gizemli kazıdan yeni detaylar
 

Türkiye'de uyuşturucu satıcılığı denince akıllara gelen ailelerden olan Baybaşin ailesi üyelerinden Edip Fırat Baybaşin, 2015'te çıkan bir kavgada komşusu Murat Kartal tarafından öldürüldü.

Edip Fırat Baybaşin öldürülmeden önce soyadını "Fırat" olarak değiştirmişti.

Edip Fırat Baybaşin'i öldürmesinin ardından cezaevine giren şüphelilerden biri de Murat Kartal'dı. 1 yıla yakın bir süre önce cezaevinden tahliye edildi.

KARAKOLA DEDİLER BAKIN NEREYE GÖTÜRDÜLEER

Tahliye edilen Murat Kartal'ın Anadolu yakasındaki evine 20 Ocak'ta 2 polis geldi. Sivil olan polisler, kimliklerini göstererek hakkında bir şikayet olduğunu öne sürerek Murat Kartal'ı karakola götüreceklerini söyledi.

Ancak polisler, Murat Kartal'ı karakola götürmek yerine adı Zindaşti davasında da geçen Yavuz Yavuztürk'ün Şişli'de bulunan ofisine götürdü.

Erdem Öntürk ve Fatih Erkoç isimli polisler 1.5 ay önce doğudan geldikleri ve her ikisinin de karakolda görev yaparken koruma büroya yeni görevlendirildikleri öğrenildi.

BAYBAŞİN VE SARITAŞ ORTAKLIĞI 

Baybaşin ailesinin Türkiye’deki işlerini yürüttükleri iddia edilen Kemal ve Cemal Sarıtaş’ın öldürülmesiyle duyulmuştu.

Kemal Sarıtaş 14 Haziran 1998’de, kardeşi Cemal Sarıtaş ise 1 Temmuz 1998’de uğradıkları silahlı saldırılarla öldürülürken, cinayetler kayıtlara ‘arazi kavgası’ ve ‘uyuşturucu parasının paylaşılamaması’ olarak geçmişti.

Çifte cinayetin ardından uyuşturucu baronları Urfi Çetinkaya ile Hüseyin Baybaşin arasında çatışma başlamıştı.

Korkmaz, uyuşturucu ticareti, arazi mafyalığı ve çek senet tahsilatının yanı sıra birçok kanlı saldırının faili olarak aranırken 11 Kasım 1999’da Ukrayna Kiev’de yakalanmıştı.

2000’de Türkiye’ye iade edilen Korkmaz, “cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak ve bu teşekküle yardım ile yataklık etmek” suçlarından tutuklanarak cezaevine konulmuştu.

 

ZİNDAŞTİ İLİŞKİSİ

Bu polislerin Murat Kartal'ı karakola götürmek yerine Şişli'deki ofisine götürdükleri Yavuz Yavuztürk ve Zindaşti'nin ilişkisi neydi...

İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti'nin ismi ilk olarak 2007 yılında duyuldu.

Büyükçekmece'de düzenlenen operasyonda ele geçirilen 75 kilo eroinle ilgili yakalanan Zindaşti tutuklandı.

Zindaşti daha sonra 2 Aralık 2020'de vefat eden AKP eski Milletvekili Burhan Kuzu ile olan fotoğraflarıyla Türkiye'nin gündeminde kendisine yer edindi.

Büyükçekmece'de 2014 yılında Ergenekon Davası'nın gizli tanığı İranlı Zindaşti'nin kızı Arzu Zindaşti ve şoförü Devrim Öztunç'un cip ile ışıklarda durdukları sırada çapraz ateşe tutularak öldürülmesine ilişkin 1'i tutuklu 10 sanığın yargılandığı davada Yavuz Yavuztürk de sanık olarak bulundu.  

KENDİNİ NASIL SAVUNDU

Yavuz Yavuztürk duruşmada kendini şu sözlerle savundu; "Ben neden buradayım bilmiyorum. Beraatimi istiyorum..."  

Yavuz Yavuztürk hakkında “Tasarlayarak 2 kişiyi öldürme suçuna yardım etmek" suçundan 30'ar yıldan 40'ar yıla kadar hapis istendi.



Bu detayları hatırladıktan sonra habere devam edelim...
 

PEŞ PEŞE GÖZALTILAR

Bu iddialar üzerine Erdem Öntürk ve Fatih Erkut adlı iki polis ve onları azmettirdiği öne sürülen uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Baybaşin ailesinin fertlerinden Yavuz Y., Mehmet Emin B., Habip B., Faysal G., Hasan A., 21. Dönem DSP Milletvekili Abdülsamet T. ve Tahsin C. isimli zanlılar gözaltına alındı.

Ceset arama faaliyetleri sürerken, yakalanan şüpheliler Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinde sorguya alındı.

Adliyeye sevk edilen zanlılardan polis memurları Erdem Öntürk ve Fatih Erkut'un yanısıra, Yavuz Y., Mehmet Emin B., Habip B., Faysal G. ve Hasan A. tutuklandı.

Şüphelilerden Abdülsamet T. ve Tahsin C. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

BAYBAŞİN AİLESİ KİMDİR?

Abdullah Baybaşin, Baybaşin ailesinin Avrupa'da cezaevine giren son üyesi.

Bir zamanlar 'Avrupa'nın Escobar'ı' olarak nitelenen kardeşi Hüseyin de Hollanda'da bir cezaevinde yattı..

Yıllar boyu Baybaşin'lerin ismi, Londra'daki Türk ve Kürt toplumlarında korku yarattı.

Kendilerine başvuran insanlar üzerinde öylesine bir etkileri vardı ki, onlara sadece ve çoğu zaman sessizce 'Aile' olarak hitap edilirdi.

Baybaşinler'in kökleri Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesine uzanıyor.

Ailenin uyuşturucu dünyasına ilk adımı 1970'li yıllarda, Suriye sınırındaki Lice'de eroin rafine ederek attığı söyleniyor.

Milyonlar 1998 yılına gelindiğinde ise, Avrupa'ya eroin kaçakçılığı yaparak milyonlar kazanmaya başladılar.

Kolombiya'nın uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar'ın ardından, 'Avrupa'nın Escobar'ı' olarak adlandırılan Hüseyin Baybaşin, 1994'te İngiltere'ye gelerek sığınma başvurusunda bulundu.

Başvurusu kabul edilen Hüseyin Baybaşin daha sonra kendisine üs olarak Amsterdam'ı seçti. Kardeşi Abdullah ise İngiltere'ye 1997 yılında geldi.

Abdullah Baybaşin, İngiltere'ye gelir gelmez sığınma talebinde bulundu.

Geçtiğimiz haftalarda İngiltere basınında Baybaşin'in İngiliz gümrük yetkililerine muhbirlik yaptığı ve bu nedenle kendisine özel muamelede bulunulduğu yönünde haberler yer aldı.

Gümrük İdaresi'nin bir sözcüsü BBC'nin internet sitesine yaptığı açıklamada, "Kanun uygulayıcı diğer kurumlar gibi, Gümrük İdaresi'nin de politikasına göre istihbarat için kullanılan insan kaynağı ne doğrulanabilir, ne de yalanlanabilir.

Dolayısıyla Gümrük İdaresi, bu haberler hakkında bir yorum yapmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Abdullah Baybaşin'in İngiltere'deki eroin kaçakçılığında aslan payını elinde tuttuğuna inanılıyor.

Bir rakibi tarafından vurulmasının ardından tekerlekli sandalyeye mahkum olan Baybaşin, sığınma talebi değerlendirildiği sırada Londra'nın kuzeyinde bulunan Edgware semtinde geniş bir evde oturuyordu.

Kardeşi Hüseyin Baybaşin, Temmuz 2002'de uyuşturucu kaçakçılığından suçlu bulunarak Hollanda'da ömür boyu hapse mahkum edildi.

Ancak Akdeniz ve Ege sahillerinde turistik merkezlere yatırdığı servetinin büyük bölümünü koruduğu sanılıyor.

Her iki kardeş de, yaklaşık 45 milyar dolar hacmindeki eroin kaçakçılığına Türkiye hükümetinden üst düzey yetkililerinin de karışmış olduğunu ileri sürmüşlerdi.

Bombacılar Abdullah Baybaşin bir dönem, Londra'daki Türk ve Kürt toplumlarına korku salan Bombacılar adında, gençlerden oluşan bir çete kurmuştu.

Bombacılar dükkan ve işyerlerine silahlı baskınlar düzenleyerek, haraç talebinde bulunurlardı. Bir defasında samuray kılıçları, metal çubuklar, ıstakalar ve silahla donanmış 20 kişilik bir çete Stoke Newington semtinde bir Türk kafesine girmiş; silahlar ateşlenmiş ve kafede bulunan bir kişinin işaret parmağı kesilmişti.

Dükkan, kafe ve küçük ölçekli işletmelerin sahipleri ölüm tehditleri alıyor ve bazıları yılda 17 bin dolardan fazla haraç ödüyordu.

Kemal adıyla bilinen ancak ismini açıklamak istemeyen bir Türk işadamı, BBC'nin internet sitesine yaptığı açıklamada "Çok tehlikeli adamlardı. Toplum içinde kötü bir üne sahiplerdi" diye konuştu.

Çetenin mağdur ettiği bazı kişiler, PKK/Kadek örgütünden yardım talebinde bulundu. 9 Kasım 2002'de Bombacılar ile PKK/Kadek üyeleri arasında çatışma çıktı.

Kuzey Londra'nın Green Lanes bölgesinde çıkan sokak kavgasında, Alişan Doğan isimli bir kişi hayatını kaybetti.

Scotland Yard olarak bilinen İngiltere Emniyet Müdürlüğü, Baybaşin'ler hakkında istihbarat toplama faaliyetlerini hızlandırdı.

Aralık 2003'te bir dizi baskın düzenlendi ve birkaç kişi gözaltına alındı.

Çok sayıda silah, pala, çalıntı cep telefonu ve büyük miktarda sahte para ele geçirildi; ayrıca işkence odası olduğu sanılan bir mekan ortaya çıkarıldı.

Yasal süreç başlatıldı ve şubat ayında Baybaşin çetesinin altı üyesi, silahlı suç olaylarına karışmak, şiddete, şantaja başvurmak ve haraç toplamak suçlamalarını kabul ederek toplam 68 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
 


YORUMLAR

  • 0 Yorum